19 Aralık 2012 Çarşamba

actio est reactio

çok şey birikiyor, çok büyük rahatsızlıklar birikiyor. her yerde, herkeste. insanlar nefret etmeye başladı birbirlerinden. herkes özgürlükten, hoşgörüden bahsederken giderek daha çok tahammülsüz olmaya başladık. insanların görüşleri bize uymuyorsa sadece dalga geçilecek bir malzeme olarak görüyoruz. hayır madem böyle olucaz, oyunun kuralı bu, o zaman ortalıkta "özgürlük, hoşgörü, tarafsızlık" laflarını etmeyeceksin lan puşt. sana sesleniyorum amına koyduğumun evladı, sana. biliyosun kendini. sen hayatında kendi görüşün dışında bi tanesini düşünüp anlamaya çalıştın mı hiç kaypak herif? komidin yerine kullandığın beynini sikeyim senin ben.

bi içimi dökmem gerekiyodu. sen üzerine alınmıyosun, anlaştık mı? lets muv on.

denemek güzel şey. hiç düşünmemeyi denedim önce. yaşamıyormuşsun gibi hiç, senden bağımsız bir dünya dönüp duruyor ve sen biletli bir seyirciden fazlası olamıyorsun. çıkarken o tıridi gözlükleri de teslim edeceksin sike sike. nerden baksan tutarsız, nerden baksan ahmakça. o an ne istiyorsam onu yapayım dedim, o da çok sürmedi, süremedi. insanın isteklerinin sonu yok çünkü ve bir yerden sonra isteklerin sadece seni etkilemekle sınırlı kalmamaya başladığında elin kolun bağlanıyor, durmak zorunda kalıyorsun. anlıyor musun?

neyse, konudan saptık. hiç de uyarmıyosun.

bak şimdi, hiç anlamadığım bir şeyden bahsedicem. bi olay oluyo, insanlar direk ikiye bölünüyo. ya amına koyayım bu kadar mı birbirinizin aynısısınız, bu kadar mı düşünmekten acizsiniz ki sadece ikiye bölünüyorsunuz. herkesin düşüncesi farklıdır lan. bi konu hakkında düşünen insan sayısı kadar farklı görüş çıkması gerekir ortaya. illa ki bir tarafa ait olmak bir zorunluluk mudur? kesinlikle değildir. ama bu hale getirilmiş. insanlar hep ikiye, bakın burası önemli dikkat edin bi daha yazıyorum iki ayrı parçaya bölünüyor. neden böyle oluyor? çünkü bundan çıkar sağlayan birileri var. çünkü bunun ekmeğini yiyen insafsız orospu çocukları var. sağcı, solcu. laik, şeriatçı. dinsiz, dindar. oysa ki bu solcu dediğin adamlar kendi içinde hep aynı mı amına koyim bunların hepsi her görüşte birleşmişler mi? yooo. kendi içlerinde çok büyük sorunları var, kimi solcu gruplar birbirlerini düşman olarak görüyor hatta. ya da sağcı dediğin adamların hepsi birbirini onaylıyo mu? bak tarikatlara hiç gelmiyorum, mezheplerin bile sayısı belli değilken nasıl hepsi aynı düşünüyo olabilir lan, salak mısınız? ama sonuç olarak ne oluyor, ortada sadece iki grup varmış izlenimi oluşturuluyor. sonra bunlar birbirlerine o kadar düşman ediliyor ki insanın gerçekten ağzına almaktan utanacağı şeyleri hiç düşünmeden birbirlerine söyleyebiliyorlar, düşmanlarına yapmayacakları şeyleri birbirlerine yapabiliyorlar. insanlıktan çıkıyorlar resmen. işin en kötü yanı bunu yaparken bi saniye bile düşünmüyorlar.

işte burda uzaylılar devreye giriyor ve dünyanın anasını sikiyorlar, sonra da hepimiz huzura eriyoruz.

yok yok oraya daha gelmemişiz. o zaman "güneşin oğlu" filminde haluk bilginer'in seslendirdiği ülkü tamer şiirinin linkini paylaşıp kaçıyorum ben. bi dakka bile değil, cidden.

Ülkü Tamer - Konuşma






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder