24 Mart 2012 Cumartesi

görüşmeyeli çok değişmişsin cumartesi

görüşmeyeli çok değişmişsin cumartesi, kilo mu aldın n'aptın?

bu cumartesi ki, okulun olmadı ama dershane gibi asalak ibnelerle dolu bir yerin varlığıyla beni yoran bir şeydi. ta ki bu güne kadar. ta' amına koyim .

2 yıla yakın bir süre içerisinde her cumartesimi aynı insanla geçirmemden dolayıdır ki, bugün farklı bir cumartesiydi. yalnızlığımı al ulan pezevenk diye yüzüme çarptılar bugün. ben de huzuru evimde, bilgisayarımda boxerımla buldum. evet beyler, pantalon out. gittikçe dedeleşiyorum herhalde ki havaların ısınmasıyla lise çıkışı misali parkları dolduran, şenlendiren çocukların sesleri ve görüntüleri beni çok etkiledi bugün. yazın geldiğini belli etmesiyle insanlardaki hormonal değişiklikler ve yavşaklık, cıvıklık hali de boy gösterdi tabi. mesela bi parkta oturup sigara içerken bir kız kavgasına tanık oldum, anlatamam. böyle yarrak kürek bi olay görmedim ben. sonra sıkıldım gittim çay içtim, mantı yedim. gazete okuyan bi dayıya ne var ne yok gündemde dayko dedim, adam güldü. kim bu liseli amk dedi gözleriyle yemin ederim. benliğimden utandım bi çay daha içtim. sikerler böyle cumartesiyi la. neyse ki abim buralarda akşam saturday night lightz takılırız onu bekler oldum.

bu blogda inanıyorum ki isminin hakkını verecek, noxius da gelip karalayacak bir kaç şey havamızı bulucaz. buralara buralara buralara yaz günü bi tema ayarlamak lazım


23 Mart 2012 Cuma

sarsıntı

şu inişli çıkışlı bi' kaç ayı atlatabilirsem, daha güzel ve net bir kafanın beni bekliyor olacağını umuyorum. 4 yıldır yaptığımı yapmayıp, bugün "yazın hiçbi şartlar altında çalışmamaya" karar veriyorum, ve içmeye çıkıyorum. yaşamak sadece karışık. tabii ki kendinize seçtiğiniz role göre. neyi niye yaptığım konusunda hiçbi fikrim yok ama en çok ihtiyacım olan şeyin insan olması çok garip geliyor bana. çok garip.

hadi miami söyleyelim. evet lan
bağımlılık yapmaması için, yapabileceğiniz bi şey yok

11 Mart 2012 Pazar

farketmek


sadece sıkıntılı olduğumuz zaman yazdığımız doğru, bu düzeni değiştirelim istedik.

bazen sadece küsüyoruz hayata. halı sahada yorulup kenara çekilmek gibi, amaç oyun bozmak değil. bozulmaz da zaten, devam edilir. çünkü golcü adam çekilmez, kaleci çekilmez. o bırakan adam gibiyim, bi el hareketiyle devam edin der, kenara gider. halı sahada koşarken yorulan adamın dramıydı bu, fark ettim ki bağlayamıyorum.

kendi küçük dünyalarından çıkamayan insanlar var aramızda, 'hepimizden biri' böyle kaypak bir insan. biliyorum, tanıyorum sizleri. bazıları da cesaret edip çıktığı zaman, ağır darbeler alıyor. insan beyniyle ilgili bir durum, normalde doğru kabul ettiğiniz şeylere zıt ve mantıklı bir şey farkettiğiniz zaman egonuz ve zihniniz derin bir savaşa gömülüyor. yoruyor bu da sizi. insanlığın ne hallere geldiğini, neler döndüğünü, nasıl kandırıldığınızı ve 'pazifize edildiğinizi' anlıyorsunuz. düşünmediğini, aktif olmadığınızı, size verilen hayatı ve şansı etkin kullanamadığınızı anlıyorsunuz. bir bok olmadığınızı fark ediyorsunuz. böbürlenecek ve kibirlenecek hiçbir şeyiniz olmadığını, yalnızca herkes gibi bir insan olduğunuzu. bir söz gördüm geçen gün, -laz fıkrası anlattı arkadaş çok hoşuma gitti.- neyse, tam hatırlamıyorum şimdi ama özetle insanlara cahilliğin özgüven kattığını anlatıyordu. durum aynen böyle. ilk adımı atabilmek çok önemli, farkındalık. farkındalık. kibirlenecek, övünecek ve başka birinden kendinizi üstün görecek hiçbir şeyinizin olmadığı ve elinizdeki tek gücün beyniniz, fikirleriniz ve inançlarınız olduğunu fark etmek. önemli.