10 Ağustos 2012 Cuma

sokak

biz 2000lerin kirliliğine tam adapte olamamış bir nesiliz. sokak çocuğuyuz biraz, yeri geldiği zaman da bilgisayar çocukları. biz aldığımız cheetos'ları paketlerinin olduğu kadar yerdik, paketi 2 metre yapıp bir avuç cips koymazdı pezevenkler. biz Max aldığımızda harbiden bedava çıkardı, hatta arka arkaya 2 tane 3 tane bazen. bütün mahalle aynı dondurmadan nasiplenirdi. uludağ kola içerdim ben mesela, daha ucuz daha samimi diye. sulugöz sakızlar vardı, hakikaten yiyince yüzünü ekşitenlerinden. bi gün bi kedi buldum sitede. gidip besledim. hamileydi, sonra doğurdu. 3-4 tane bebeği oldu sevindik. 1 gün sonra okuldan gelip baktım hep durdukları yangın merdivenine, diğer kediler hepsini parçalamış bağırsakları falan duruyor orda. o gün anladım arkadaş kimsenin işine karışmayacaksın her yerin bi rajonu var. yaşadığım sorunlarda abimi kullanmayı hiç ihmal etmedim. dolayısıyla orantısız güç kullanmayı seven bi insanım. okulda Salih diye bi ibne vardı. 2-3 yaş büyük, sarışın. artistlik yapıyodu kantin sırasında. bi gün tostumu düşürdü bu itoğlu it, abime söyledim tabiki. aynı okulda abimiz var kocaman boşuna mı orda amk. bu salak da çok yanlış kişilere bulaşmış tabi. Salih nerden bilsin. Abimle gittik bunların sınıfına, çıktı kapının önüne, abim bir tokat attı ki. hala aklımda. koridorda yankılandı lan. okula yürüyerek gidiyorum her sabah 1. sınıftan beri. bi gün sokakta Ekrem diye bi çocuk var. bunlar da devlet okuluna gidiyorlar, biz özel okula gidiyoruz diye zengin falan zannediyolar. markete gidicem bi gün, kesti önümü bidaha burdan geçmeyeceksin diyor. çok garip gelmişti tabi, babanın sokağı mı amcık, bize ters tabi böyle şeyler. güzelyalı sokaklarının ezan okununcaya kadar tek kralı bizdik. noluyor? söyledim abime. okul yakın, onun arkadaşları da hep yakınlarda oturuyor. okul çıkışı bütün sınıfı toplayıp gelmiş, eller kollar sallanıyor tabi. Ekremciğimin ağzına sıçtılar orda da. 7. sınıf 10 tane velet 4. sınıf bebeleri döverse böyle olur, yazık oldu. aynı Ekremi kapıcının oğluyla, delikanlı çocuklardı sağolsunlar, kapısına kadar sopayla kovalamışlığımız var. annesi gidin diyordu en son. Ataevlerde illk terör hareketlerini başlatan da biziz. 20 milyona almıştık hatırlıyorum 2 tane pompalı boncuklu tabanca. atınca acıtıyor alet, resmen tehlike çocukların eline geçmesi. deli gibi Delta Force oynamış çocukların elinde düşünsene. sokakta her gördüğümüze atar yapıyoruz, özür dilettiriyoruz falan. bi gün bilmediğimiz bi parkta tuttuk silahları çocuklara." sıkıyım mı lan sıkıyım mı " diye artistlik yapıyodu Serdar. sonra ben nasıl gaza geldiysem sıçtım ağızlarına orda, kovalaya kovalaya atıyorum. anneme küfür etti sanki bebeler kötü acıttık. her şeyin sonu oldu tabi. babaları kapımıza geldi, annem sinirlendi, babam çok sinirlendi, silahlarımızı kırdı. terör olayları son buldu mahallede. mahallenin çocukları derin bir oh çekti.

sonra okul falan değişti zaten, basketbola, futbola falan merak sardık. mahalle anıları da son buldu.

1 yorum:

  1. Yıllar geçti, çok şey değişti; ama gittikleri her yerde maceradan maceraya koşan o iki kardeş değişmedi. Sürekli taşındıkları ve farklı ortamlara girdikleri için çok fazla insan tanıdılar, çok fazla şey yaşadılar, çok kazık yediler, çok üzüldüler ama hepsini birlikte yaşadılar. En boktan durumlarda bile bir tesellileri vardı. Olsundu, kimse olmasa bile kardeşleri vardı yanlarında. Her ne olursa olsun asla yüz üstü bırakmayacak bir insan vardı. İşte bir insanın sahip olabileceği en güzel şey de bu değil miydi zaten?

    Bir tek ona bir şey olmasındı, geri kalan her şeyin amına koyayımdı.

    YanıtlaSil